İznik ilçesindeki dağ konutunda 17 Temmuz’da çay demlemek için mangal jeliyle semaveri tutuşturmaya çalışan Özdemir, jelin alev alması ve bidonun patlamasıyla yanmaya başladı.
Evinin önündeki su dolu varile atlayarak alevleri söndüren Özdemir’in bedeninde 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluştu.
Vücudunun yüzde 38’i yanan ve Bursa Kent Hastanesi’nde tedavi altına alınan Özdemir, doku nakilleriyle yaklaşık 1 aylık tedavinin akabinde sıhhatine kavuştu.
Özdemir, tedavisine meskende devam edilmek üzere taburcu edildi.
İş insanı Necdet Özdemir, AA muhabirine, İznik ilçesindeki dağ meskeninde sabah saatlerinde semaveri tutuşturmak için mangal jeli kullandığını söyledi.
Jelin tutuştuğunu lakin alevleri görmediğini anlatan Özdemir, şunları kaydetti:
“Oysa ki kapalıdan içinde yanmaya devam ediyormuş. O sırada tekrar jel attım. Onu aslında küçük bir bidona alıp aktarma yaparak yapsaydım çok daha inançlı olurdu lakin o denli yapmadım. Bidonla ateşin üzerine yanmadığını düşünerek ben bunu yaptım. Ancak saklıdan yandığı için jelin değdiği yerle bidonun içerisinde artık bir ateş yolu oldu. Gözümle gördüm o ateşin yürüyüp gelmesi saniye, salise. Elimde bidon patladı. Bidon patlayınca bu jel olarak aslında alevsiz yanıyor. Her tarafımın yandığını hissediyorum lakin alev yok, bir şey yok. Orada bedenimin yüzde 38’i yandı. Allah’tan çabucak yan tarafımda 2-3 metre uzaklıkta bir su dolu varil vardı. O can havliyle kendimi varilin içine attım. Orada ateşi söndürdüm.”
Olayın akabinde birinci etapta ağır bakımda kaldığını ve 5 operasyon geçirdiğini aktaran Özdemir, yanık bölgelere doku nakli yapıldığını belirtti.
Hastanedeyken mangal jeli nedeniyle emsal olayların sıklıkla geldiğini duyduklarını lisana getiren Özdemir, “Bu jel 1-2 dakika vakit kazandıran bir gereç. Piknikçi için mangalcılar için kısa müddette alev, ateş yapan bir materyal fakat bu usul riskleri düşünüldüğünde hiç buna değecek bir materyal değil. En doğal usul olan çıradır, kozalaktır, kağıttır, kartondur, bunlarla yapmak lazım.” dedi.
Özdemir, birçok yerde bulunan jellerin denetimli formda satılmasını istediğini belirterek, “Ben bunu yaşadıysam inanın çok fazla kişi için de bu yaşanılabilir bir durum. Hasebiyle bu kadar riske bence gerek yok. Yani iki dakikalık bir ateş yakma müddeti elde etmek için bedenimin yüzde 38’i yandı. Benim hayatım altüst oldu. Apayrı bir hayata geçeceğim bugünden sonra artık.” diye konuştu.
– “HAYATİ TEHDİT EDEBİLECEK GENİŞ YANIKLARA VARINCAYA KADAR YANIKLARA SEBEP OLABİLİYOR BU JELLER”
Bursa Şehir Hastanesi Yanık Merkezi Sorumlusu Opr. Dr. Selma Beyeç de bilhassa pikniklerin yapıldığı ilkbahar ve yaz aylarında, mangal jeli yanıkları nedeniyle merkezlere çokça hastanın geldiğini tabir etti.
Bu jellerin aslında şimdi tutuşmamış materyallerin üzerine sıkılması gerektiğini vurgulayan Beyeç, şunları aktardı:
“Ama insanlarımız söndü sanılan yahut da hala yanmakta olan materyalin üzerine bunu sıkıyorlar. Biz kendimiz de gözlemledik bunu. Beşerler yanan mangalın üzerine bu jeli püskürtüyor lakin bunlar birebir bir akaryakıt üzere, bir tiner üzere alev topu haline gelebilen gereçler. Bu mevzuda çok dikkatli olmak lazım zira küçük yanıklardan, hayatı tehdit edebilecek geniş yanıklara varıncaya kadar yanıklara sebep olabiliyor bu jeller.”
Necdet Özdemir’in de mangal jeli yanığı sonucunda hastanede tedavi altına alındığını lisana getiren Beyeç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kendisi semaveri tutuşturmak için jeli kullanmıştı. Birebir halde beşerler mangalı tutuşturmak için söndü sanılan kömürün üzerine yahut da hala yanan kömür üzerine bunu döküyorlar. Tıpkı bir akaryakıt yahut tinerde olduğu üzere, alev topu üzere bir parlama, bir patlama oluyor. Etrafa saçılıyor. Natürel beşerler birinci etapta yanan bölgelerini söndürmek için ellerini kullanıyorlar ve o sırada elleri de yanıyor. Necdet beyin de yaklaşık tedavisi 1 ayı buldu. Doku nakli, deri nakli yapıldı sağlam olan kısımlarından. Doğal hastalar için bu epeyce gerilimli, acı veren bir süreç. Yinelenmiş ameliyat oluyorlar. Hasebiyle çok kolay bir olaymış üzere görülebilir fakat aslında o denli değil. Çok meşakkatli bir süreç. Tedavileri uzun sürüyor ve hastaların hayatını tehdit edebilecek boyutta yanıklara sebep olabiliyorlar.”